- WIPO Aracılığıyla Başvuru
Kısaltması WIPO olan Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü, birden fazla ülkeye tek bir form ve daha hesaplı ödeme seçeneğiyle başvuru kolaylığı sağlayan bir platform. Bu yöntemi kullanabilmek için başvurusu yapılacak olan markanın öncelikle menşe ülkede yani Türkiye’de bir başvurusunun ya da tescilinin olması gerekir. WIPO marka başvuruları, bu marka üzerinden bire bir ya da eşya listesi kısıtlanmış hali ile yapılabilir. Ayrıca yapılan WIPO başvurusu bu menşe ülkedeki başvuruya 5 yıl boyunca bağımlı kalır. Yani WIPO başvuru tarihinizden itibaren 5 yıl boyunca Türkiye’deki marka başvurunuzun başına gelen her şey (iptal, kısmi kabul vs.) aynı şekilde WIPO başvurunuza da direkt olarak yansır.
Marka başvurusu için en güvenilir ve en kestirme yolun ne olduğu sorulacak olursa, bu soruya verilecek en net cevap ulusal başvuru yöntemidir. Bu yöntemle, başvuru yapılacak ülkede yerleşik bir vekil aracılığıyla işlemler yürütülür. Bu sayede, hedef ülkeye özgü gereksinimlere uygun şekilde başvuru dosyalanarak herhangi bir retle karşılaşma olasılığı en aza indirgenmiş olur ve vekil aracılığıyla direkt ilgili ülkenin patent ofisiyle muhatap olunur. Bu sayede irtibata geçilen vekilin yardımıyla ilgili ülkenin gerekliliklerine en uygun yol ve çözümler seçilerek en az kayıpla ilerleme şansı elde edilir.
Çoklu ülke başvurularında birden fazla ülkeye tek seferde başvuru imkânı sağlayan ve aşağıda da değinilecek olan WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) aracılığıyla yapılan başvurular, hem daha az prosedürü ve bürokrasisi olması hem de daha az mali bedel yüklemesi açısından sıklıkla tercih edilse de, ulusal başvurulardaki farklı ülkelere göre eşya düzenlemeleri vb. bilgilere göre daha isabetli başvurular ancak ve ancak ulusal başvuru ile sağlanabilir. Ayrıca bazı ülkelerde resmi olarak dillendirilmese de ulusal başvuruların teşvik edilmesi amacıyla, WIPO aracılığıyla yapılan her türlü başvuruya karşı ret kararı verilip buna itiraz etme imkânının sağlanmasıyla, oluşan mali kayıp karşılanmaya çalışır. Yani zaman zaman WIPO başvurusu ile ekonomik başvurular yapılmaya çalışılırken, WIPO başvuruları itiraz işlemleri için ödenen ücretlerle ulusal başvuru ücretlerinden daha pahalı bir hale de gelebilir.
Ayrıca bazı ülkeler Madrid Protokolü’ne üye olsalar dahi bazı kuralları hiçe sayabilir (İran’ın zaman zaman başvuru tarihi olarak başvuru bildiriminin WIPO’dan kendi patent ofisine bildirim tarihini esas alması gibi). Bu tip durumlarda her ne kadar WIPO böyle bir durumun kabul edilemeyeceğini belirtse de gerçek anlamda herhangi bir cezai yaptırımın bulunmaması bu tür keyfi uygulamaların önüne geçilmesini oldukça zorlaştırır. Tüm bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda, bazı durumlarda WIPO başvurularından daha maliyetli olsa da ulusal başvurunun en garanti ve kısa süren yöntem olduğu söylenebilir.